İSTANBUL – Eros adında Küçükçekmece’de bir sitede bakılan kedi, 1 Ocak tarihinde sabaha karşı İbrahim Keloğlan tarafından işkence ile öldürüldü. Keloğlan, 8 Şubat’ta görülen davanın ilk duruşmasında iyi hal indirimi ile serbest bırakıldı.
Keloğlan’nın serbest bırakılması hayvanseverler arasında tabiri caizse ‘infial’ yarattı. Günlerdir sosyal medyada ‘İbrahimKeloğlanTutuklasın’ başlığı ile paylaşım yapan hayvanseverler, Eros’un öldürülmesinin cezasız kalmamasını talep ediyor.
Keloğlan’la ilgili görülen davada yeni bir gelişme yaşandı. Müşteki vekili avukatlarının ve savcının karara itirazı kabul edildi. Buna göre, Küçükçekmece 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/02/2024 tarihinde verdiği kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemeye iadesine karar verdi.
‘HAYVANLARIN KORUNMADIĞI BİR ÇEVRENİN SAĞLIKLI VE DENGELİ OLDUĞU SÖYLENEMEZ’
Mahkeme gerekçeli kararında şu ifadeleri kullandı: “Anayasa’nın 56. maddesinde herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş; çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu ifade edilmiştir. Kuşkusuz hayvanlar, içinde yaşadığımız ‘tabii çevre’nin vazgeçilmez unsurudur. Bireylerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının etkili bir şekilde korunması, ‘sağlıklı ve dengeli çevre’nin zorunlu unsurları olan hayvanların korunmasını gerektirmektedir. Zira hayvanların korunmadığı bir çevrenin sağlıklı ve dengeli olarak nitelendirilmesi, dolayısıyla insanların böyle bir çevrede yaşama hakkının korunduğu söylenemez. Kuşkusuz hayvanların korunması onlarla aynı dünyayı ve çevreyi paylaşan insanlara, topluma ve onun örgütlü hali olan devlete düşen önemli bir ödevdir…
Gerekçede öncelikle, BM Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası belgelere atıf yapılarak ‘hayvanların yaşama ve kötü muameleye maruz kalmama gibi temel haklara sahip oldukları’ ve insanlığın hayvanın bir mal veya eşya olarak kabul edildiği anlayıştan, bir can olarak değerlendirildiği perspektife evrilmiş ve tüm hayvanların yaşamlarının güvence altına alınması yolunda önemli mesafeler katetmiş’ olduğu belirtilmiştir. Öte yandan gerekçeye göre kanun teklifinin amacı ‘bir can ve dost olarak kabul ettiğimiz hayvanların daha etkin bir şekilde korunması’dır. Bu amaca uygun şekilde ‘hayvanlara yönelik haksız eylemlere karşı caydırıcı yaptırımlar belirleme’nin onların korunması bakımından oldukça önemli olduğu vurgulanmıştır.”
‘SANIĞA ÜST SINIRDAN CEZA VERİLMELİ’
Müşteki vekili avukat Merve Poyraz Özcan, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi adına avukat Hafize Hilal Koçak ve avukat Bahtiyar Güner, mahkemenin kararının oldukça önemli olduğunu söyledi.
Avukat Merve Özcan, sanığa üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Sanığın kediyi ilk gördüğü anda tekme atması, sonrasında ısrarlı takibi, kedinin kaçmasına izin vermemesi, suçu işleyiş şekli, öldürene kadar kediyi tekmelemeyi sürdürmesi öldürme kastını açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla burada üst sınırdan ceza verilmesi gerekmektedir. Tüm hayvanseverleri yeniden yapılacak olan yargılamada duruşma salonunda görmek istiyoruz. Kamuoyu katılımı önem arz etmektedir.”
‘İLK KARAR BİZLERİ DE HÜSRANA UĞRATMIŞTI’
Avukat Hilal Koçak da arzu ettikleri yönde bir karar alındığını söyleyerek “İlk mahkemede verilen karar birçok vatandaş gibi bizleri de hüsrana uğratmıştı. İtirazımız sanığın aldığı ceza doğrultusunda ıslah olmayacağı, işlenen suç ile ceza arasında orantısızlık olduğu ve hatta denetim süresi sonunda adeta Eros’u hiç öldürmemiş sayılacağı hususlarına yönelikti. Arzu ettiğimiz yönde bir karar aldık ve üst mahkeme verilen kararı usul ve yasaya aykırı bularak itirazlarımızı kabul etti. Bundan sonraki süreçte Eros’un ve diğer tüm hayvanların varlığını mahkeme salonlarında duyurmaya, onların haklarını savunmaya ve onlar adına adaletin peşinden koşmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)
